Akçaabat; Trabzon iline bağlı, Karadeniz'in nadide ve şirin sahil ilçelerinin başında gelmektedir. İlçemizin tarihi şüphesiz Trabzon tarihi ile yakından alakalıdır. Şevket Şâkir Paşa Trabzon Tarihi adlı eserinde Rum tarihçilerin etkisinde kalarak “Trabzon milattan önce 750 yıl önce inşa olup, ilk Trabzon’da yerleşen Meletlerin atası olan ‘Katris’ adlı bir kişidir." demektedir. Aynı eserde Akçaabat’ın 96 köy ve 6.700 hane olduğundan da bahsetmektedir. Madrid Milli Kütüphanesinde bulunan Klavion’un “Şark Seyahati” adlı eserinde: “Hava elverişli olmadığı için fındık yüklü gemi, Trabzon’un batısında 6 mil uzakta olan ‘Blâton’dan geri dönmüştü” diyerek Blâton adını anmakta ve burasının eski bir merkez olduğunu söylemektedir. Bu da M.Ö. 4’üncü asırda Akçaabat’ın önemli bir yerleşim birimi olduğunu göstermektedir.
Trabzon Müzesi olarak düzenlenen konak, Zeytinlik Caddesinde, 1900’lü (1898-1913) yılların başlarında Banker Kostaki Teophylaktos tarafından konut olarak yaptırılmıştır. Konağın mimarlarının ismi tespit edilememiştir. Ancak mimarlarının İtalyan olduğu belirlenen yapıda kullanılan bir çok malzemenin İtalya’dan getirildiği bilinmektedir.
Kostaki Teophylaktos 1917 yılında iflas edince, bu yapıyla birlikte bütün mal varlığına haciz konulmuş ve konak Nemlioğlu ailesi tarafından satın alınmıştır.
Milli mücadele yıllarında karargah binası olarak kullanılan yapı, 1924 yılında Atatürk’ün Trabzon’u ilk ziyaretinde konaklaması için düzenlenmiştir. 15-17 Eylül tarihlerinde Atatürk, eşi Latife Hanım ve beraberlerindekiler bu konakta kalmışlardır.
Trabzon Valisi Ali GALİP Bey zamanında 1927-1932 yıllarında 25.000-TL. bedelle kamulaştırılarak 1927-1931 yılları arasında Hükümet Konağı, 1931-1937 yılları arasında müfettişlik binası olarak kullanılmıştır.
1937 yılında Milli Eğitim Bakanlığına tahsis edilen yapı, 50 yıl Kız Meslek Lisesi olarak hizmet vermiş, 1987 yılında müze olarak düzenlenmek üzere Kültür Bakanlığına tahsisi yapılmıştır.
Ülkemizin sayılı sivil mimarlık örnekleri arasında yer alan konağın bodrum kat hariç tüm kat duvarları tamamen kalem işi süslüdür.
1988-2001 yılları arasında Kültür Bakanlığınca restorasyonu tamamlanan konak 22 Nisan 2001 tarihinde Trabzon Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.
Konağın bodrum katı; Arkeolojik Eserler Seksiyonu, zemin katı; Konak Teşhiri, birinci katı; Etnoğrafik Eserler Seksiyonu ve asma katı; İdari Bölüm olarak düzenlenmiştir.
Ziyaret Saatleri:
15 Nisan / 2 Ekim
Yaz Açılış Saati: 09:00
Yaz Açılış Saati: 09:00
15 Nisan / 2 Ekim
Yaz Kapanış Saati:19:00
Yaz Kapanış Saati:19:00
3 Ekim / 14 Nisan
Kış Açılış Saati: 09:00
Kış Açılış Saati: 09:00
3 Ekim / 14 Nisan
Kış Kapanış Saati: 19:00
Kış Kapanış Saati: 19:00
Tatil Günü: Her gün açıktır.
Giriş Ücreti: 5 TL (Ayrıca Müzekart+ ile de ziyaret edebilirsiniz.)
Konum:
Trabzon’a hakim Soğuksu sırtlarında, çam ormanları içinde yer alan bina, Kostantin Kabayanidis tarafından 1890 yılında yazlık olarak yaptırılmıştır. Avrupa ve Batı Rönesans mimarisinin etkilerini taşıyan binada büyük ve gösterişli Avrupa simgeleri kullanılmıştır. Köşkün dış cephesi taş işçiliği göstermekte olup, iç cephesi Bağdadî tekniğindedir. Yerler yine aynı akımın etkisi olarak dönemin fayanslarıyla döşenmiştir.
Atatürk, 15-17 Eylül 1924 tarihlerinde Trabzon’u ilk kez onurlandırdığında bu gün Trabzon Müzesi olarak düzenlenen konakta ağırlanmıştır.15 Eylül günü Soğuksu semtine yaptığı gezintide Köşkü görmüş ve çok beğenmiştir. 27–29 Kasım 1930 tarihlerinde Trabzon’u ikinci kez onurlandırdığında da Eski Türk Ocağı binasında ağırlanmıştır.
Daha sonra gerekli çalışmalar sürdürülerek bina 1930 yılında Trabzon Özel İdaresince tescil edilerek İl Daimi Encümeninin 18.5.1931 tarih ve 361 sayılı kararıyla Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine “temlik” edilmiştir. Daha sonra Trabzon’dan oluşturulan bir heyet Ankara’ya giderek köşkün tapusunu ve anahtarını Atatürk’e teslim etmiştir.
Atatürk, 10–12 Haziran 1937 tarihlerinde üçüncü ve son kez Trabzon’u onurlandırdığında ise, iki gece bu Köşkte kalmıştır.
Atatürk’ün ölümünden sonra Köşk, Ankara Asliye Hukuk Hakimliğinin 7.12.1938 tarih ve 938/2509 Esas ve 1627 sayılı kararı ile yasal varisi, kardeşi Makbule Boysan’a intikal ettirilmiştir. Köşkün müzeye dönüştürülmek amacıyla Trabzon Belediyesince Makbule Boysan’dan satın alınması, Trabzon Asliye Hukuk Hakimliğinin 6.8.1942 tarih ve 476/284 no'lu kararıyla gerçekleştirilmiş olup; istimlak bedeli olarak 10.000. TL Makbule Boysan adına Ziraat Bankası hesabına 30.3.1943 tarih ve 673 sayılı makbuzla yatırılmıştır. Bina 1943 yılından itibaren müzeye dönüştürülerek hizmete açılmış olup halk arasında “Atatürk Köşkü” adıyla anılmaktadır.
Atatürk kendi ifadesiyle büyük mutluluk yaşayarak Köşkte geçirdiği iki gece, Trabzon ve Trabzonlular için olduğu kadar Türk Tarihi için de sonsuza denk unutulmayacak ve sürekli örnek teşkil edecek bir oluşuma tanık olmuştur. Atatürk 11 Haziran 1937 gecesi bu Köşk’te bütün mal varlığını canından çok sevdiği Türk ulusuna armağan etme kararı almış ve mal varlığının bir listesini hazırlayarak gereğinin yapılması için Başbakan’ a göndermiştir.
Müzede, 19. yy sonu ile 20. yy ait, mobilyalar, porselenler, halılar vb. ile Atatürk’e ait tablolardan oluşan Etnografik nitelikli 344 adet eser sergilenmektedir.
Ziyaret Saatleri:
Açılış Saati: 08:00
Kapanış Saati:19:00
Tatil Günü: Yok. Müze, haftanın 7 günü ziyarete açıktır.
Giriş Ücreti: 5 TL
Giriş Ücreti: 5 TL
Konum:
Müzeye Atatürk Alanından her yarım saatte bir kalkan Belediye otobüsleri ile ulaşım sağlanabilmektedir.
Günümüzde Müze olarak kullanılmakta olan Trabzon Ayasofya Kilisesi, Trabzon İmparatorluğu krallarından 1. Manuel Komnenos zamanında (1238-1263) inşa edilmiştir. İngiliz seyyah ve araştırmacısı G.Finlay tarafından 1427 yılına tarihlenen çan kulesi kilisenin batısında yer almaktadır. Kilisenin kuzeyinde yer alan üç apsisli şapel kalıntısı ise daha erken bir döneme ait olmalıdır.
Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethini takiben yapı camiye çevrilmiş ve vakıf eser olmuştur. Ayasofya, yüzyıllar boyunca şehri ziyarete gelen seyyah ve araştırmacıların ilgisini çekmiştir. Trabzon üzerine anlattıkları ile ünlü Evliya ÇELEBİ (1648), Pitton de Tournefort (1701), Hamilton (1836), Texier (1864), Trabzon Şakir Şevket (1878) ve Lynch (1893) yapıya önem veren kişiler arasındadır.
1864 yılında harap durumda olan camiinin Bursalı Rıza Efendi’nin teşvikleri ile yeni baştan onarıldığı bilinmektedir. I.Dünya Savaşı yıllarında sırası ile depo, hastane, daha sonraları yine camii olarak kullanılmıştır. 1958-1962 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesinin işbirliği ile restore edilerek 1964 yılında da Müze olarak ziyarete açılmıştır.
Geç Bizans kiliselerinin güzel bir örneği olan yapı , kare-haç planlıdır ve yüksek bir merkezi kubbeye sahiptir. Narteks denilen giriş holüne sahip olan bina üç neflidir. Neflerden ortadaki beş köşeli, yanlardakiler ise yuvarlak birer apsisle son bulmaktadır. Narteksin üzerinde şapel (küçük ibadethane) vardır.
Yapının kuzey, batı ve güneyinde üç revaklı giriş bulunmaktadır. Kubbe ve kasnağı oniki köşelidir. Kubbenin yükünü monoblok dört mermer sütun, kemerler ve pandantifler taşımaktadır. Yapı ana kubbenin etrafında değişik tonozlarla örtülmüş, çatı farklı yükseklikler verilerek kiremitle kaplanmıştır.
Üstün bir işçiliğin görüldüğü taş plastiklerde, Hırıstiyan sanatının yanı sıra Selçuklu Dönemi İslam sanatının da etkileri görülmektedir. Kuzey ve batıdaki revak cephelerinde görülen geometrik geçmeli bezemeleri içeren madalyonlarla, batı cephede görülen mukarnaslı(İslam sanatında mimari yapılarda görülen geometrik bir bezeme çeşididir) nişler Selçuklu taş işlemelerindeki özellikleri taşımaktadır.
Binanın en görkemli cephesi güneyidir. Burada Adem ile Havva’nın yaratılışı kabartma olarak bir friz halinde anlatılmıştır.
Güney cephesindeki kemerin kilittaşı üzerinde Trabzon’da 257 yıl hüküm süren Komnenosların sembolü olan tekbaşlı kartal motifi bulunmaktadır. Benzer bir kartal tasviri olan ana apsisin dışında doğu tarafta yer alır. Bu cephede, kentaur grifon gibi karışık varlıklar, güvercinler, merkezlerinde yıldız ve hilal bulunan kare panolar, içleri bitkisel motifli madalyonlar yer almaktadır.
Yapının ana kubbesinin altına rastlayan kısmında opus-sectile tarzında çok renkli mermerden yapılmış bir yer mozaiği bulunmaktadır.
Ayasofya’nın süslemelerinin önemli bölümünü meydana getiren fresklerde İncil’den alınmış konular canlandırılmıştır. Kubbede ana tasvir Hz.İsa’nın Tanrısal yönünü aksettiren Pantacrator İsa’dır. Bunun altında bir kitabe kuşağı, daha altta ise melekler frizi bulunur. Pencere aralarında oniki havari tasvir edilmiştir. Pandantiflerde değişik kompozisyonlar yer almaktadır. İsa’nın doğumu, vaftizi, çarmıha gerilişi, kıyamet günü gibi sahneler betimlenmiştir.
Binanın ana kemerleri üzerindeki dairesel madalyonlarda portrelere yer verilmiştir. Yapının tonozlarında da İncil’den alınmış dini sahneler canlandırılmıştır.
Apsiste Hz.Meryem kucağında İsa ve yanlarında iki melek figürü ile tasvir edilmiştir. Kuzey duvarında kapı üzerinde dört aziz işlenmiştir.
Narteksin merkezinde İncilin yazarlarını temsil eden dört sembol yer almaktadır.
Ayasofya uzun tarihi geçmişi, merkezi planlı yapısı, yüksek kasnaklı kubbesi, dairesel ve çokgen apsisleri, görkemli portikleri, taş işçiliği ve freskleri ile tarihi değerinin yanı sıra sanat tarihi açısından da önemli bir abide olarak günümüzde yaşamaktadır.
Ziyaret Saatleri:
15 Nisan / 2 Ekim
Yaz Açılış Saati: 09:00
15 Nisan / 2 Ekim
Yaz Kapanış Saati:19:00
3 Ekim / 14 Nisan
Kış Açılış Saati: 08:00
3 Ekim / 14 Nisan
Kış Kapanış Saati: 17:00
Tatil Günü: Yok
Giriş Ücreti: Ücretsiz
Konum:
Blog Arşivi
- Ocak 2018 (1)
- Eylül 2017 (5)
- Ağustos 2017 (2)
Bu Blogda Ara
ABOUT AUTHOR
Follow us
POPULAR POSTS
-
Trabzon Müzesi olarak düzenlenen konak, Zeytinlik Caddesinde, 1900’lü (1898-1913) yılların başlarında Banker Kostaki Teophylaktos tar...